Şehir hayatında bazen her şeyin üstüne doğru geldiği olur insanın. Arayış içerisine girersiniz. Ruhunuzla bedenlerinizin aynı anda olmadığı hissiyatı kaplar içinizi. Bir şeylerin eksik olduğunu düşünür ancak tam adını koyamazsınız.Bizde böyle bir zamanda “Tebdil-i Mekanda ferahlık vardır” düsturu gereği şehirdeki yaşantımıza bir müddet ara vermemiz gerektiğini düşündük. O zamanlar yeni doğmuş olan oğlumuzla birlikte uzun bir doğa yolculuğuna çıkmaya karar verdik. İşte her şey bu doğa yolculuğu ile başladı.
Şehirden uzaklaştıkça kendimize yaklaştığımızın farkına vardık. Gördüğümüz manzaralar, güzellikler içimize işliyordu, yolculuğun bitmesini hiç istemiyorduk. Adeta yolda olmak, varmaktan daha önemlidir sözüne şahitlik ediyorduk.
Şehir hayatımızda kaçırdığımız eksik noktaların tamamlandığını hissedebiliyorduk. Yavaşlamıştık. Bu yavaşlık etrafımızdakilerin farkında olma ve tefekkür etme imkanı sağladı ve hayata bakış açımızı değiştirdi.
Bu süreçten sonra doğada tefekkür yürüyüşleri hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geldi. Kızımızın da dünyaya gelmesiyle birlikte 2 çocuklu bir aile olarak bulduğumuz her fırsatta şehirdeki karmaşayı ardımızda bırakabileceğimiz, doğada yeni yerler keşfetmeye gidiyorduk.
Gittiğimiz yerlerde çocuklarımızın akranlarının olmayışı, bir çok ailenin doğa ile temasının mangal kültürüyle sınırlı olması, her geçen gün çocukların elektrikli ev aletlerine bağımlı hale gelmesi ve özellikle bizimle aynı konulardan muzdarip ailelerin ısrarı ve desteği BİR DEMET YOLCULUK projesini başlatmamızı sağladı.